30 Ekim 2009 Cuma

HASTAYIZ ve 22 AYLIK OLDUK..

Geçen hafta perşembeden beri hastalık var evimizde.İlk önce Damla hastalandı.Pazartesi sabaha karşı kusarak uyandı yavrum.Sabaha kadar kustu.Perşembe gününe kadar aralıklarla devam edince (bir gün kusma ertesi gün hiç bir şey yok şeklinde-ateş de yoktu) perşembe günü hastaneye gittik.Aynı gün Karyanın da burun akıntısı başlamıştı ama onda da ateş yoktu.O gün işten izin alıp hastaneye gidene kadar saat 15,00 oldu ve biz kayıt için sıraya girdiğimizde muayenenin bittiğini ama drlardan rica edersek belki muayene edebileceklerini söyledi kayıtta ki genç.Ben ve bir bayan vardık sadece muayene olacak.Gittim iki dr dan da rica ettim ama bakamayacaklarını söylediler.Devletimin dru saat 15,00 ten sonra gelen hastaları maalesef muayene etmediler.Bizde oraya kadar gitmişken acile girelim bari dedik.Sağolsun oradakiler gayet güzel ilgilendiler.Damla'nın idrar yolu sorunu olduğu için evden poşet takıp gitmiştik.Bu yüzden mütemadiyen ağladı Damla.poşet rahatsız etti çünkü onu.Dr muayene ederken de ortalığı ayağa kaldırdı.Dr teyze de çok tatlıydı.Bende seni muayene etmeden burdan göndermicem diyerek azmini dile getirdi ve dediği gibi de yaptı.Hatta Damla'ya sen ne kadar cadısın bile dedi.Neyse acillik bir durum olmadığı için Karyayı muayene ettirmedik o gün.Ertesi gün Karya'nın burun akıntısıyla beraber ateşi de yükselince tekrar işten izin alıp onuda hastaneye götürdük.Bu kez erken gittiğimiz için muayene olabildik.Hafif nezle dedi dr ve ilaç verdi.Ama hala burun akıntısı geçmedi kızımın.Ve Perşembe sabaha karşı o da kusarak uyandı.Ve sabaha kadar kustu.Su içti anında içtiği suyu dahi çıkardı.Gündüz bir şeyi yoktu.Kusmasıda.İştahı yok sadece.Belki yediği bir şey dokunmuştur diye dra götürmedim ama bu gece yine kusarak uyandı.Bir kez kustu ama eğer devam ederse bugün yine dra götürmeyi düşünüyorum.
Bu arada 22 ayı doldurduk.Ve iyice fırlama oldu bu kızlar.Hele Karya o kadar fırlama ki.Anlatamam.Dün eşime biz bu çocuğu ileride tiyatrocu yapalım dedim.acaip taklitçi ve eğlenceli bir çocuk.Kavgalar, didişmeler v.s. had safhada.Karya iyice konuşmayı ilerletti.Artık neredeyse her kelimeyi kolaylıkla söylüyor..
Damlanın en sevdiğim kelimesi şu.
hüüüüüüü...sizce bu ne demek.
Bayılıyorum onun hüüüüüü deyişine..Bazen bir kaç kere tekrarlattırıyorum oda anlıyor benim özellikle yaptığımı ve gülüyor.hüüüüü su demek.
Karya'nın biye biye biye biye dediği bir şey vardı.Hala çözemediğimi söylemiştim.Artık ne demek istediğini biliyorum.biye biye balık demekmiş.bilginize.

12 Ekim 2009 Pazartesi

GECİKMİŞ FOTOLAR VE NELER YAPIYORUZ..

Salıncaklarımızın orijinali.Korkuluklu ve yüksek.
Kızlar boyama yaparken.
Ve kitaplarımızla



Uzun zamandır fotoları bilgisayara yükleyememiştim.Zaman zaman fotoları yükleyeceğim bloguma.Kızlar bu arada iyice dillendi.Hele Karya öyle komiklikler yapıyor ki.
Mesela;
Bizim evin yakınında çiftlik var.HAftada en az bir kez gidiyoruz oraya süt almaya.Yoğurt yapıyoruz, içiyoruz v.s.Taze taze öyle lezzetli ki.HAtta geçenlerde kızlarada o sütten içirdim alışmaları için.Yavaş yavaş pastörize sütü bırakıp, çiftlikten aldığımız sütten vermeyi düşünüyorum.Üzerinde bir parmak kaymak yapıyor neredeyse süt.Neyse akşamları işten eve dönünce kızlarıda alıyoruz, arabayla gidiyoruz çiftliğe.Babamız sütümüzü alırken biz çiftlikte biraz geziyoruz.Tavukları, kuzuları, atları en önemlisi de inekleri görüyoruz.Karya onlara mööööö diyor.Neyse efendim yine böyle bir gün ineklerin yanına ziyarete gittiğimizde minik danalar var başka bir alanda onları sevelim dedik.BAkmayın siz minik dediğime.Orta boy olmuşlar artık.Ama o kadar cana yakınlar ki.KArya kucağımda ben seveyim derken, danacık aldı benim elimi yalamaya başladı.Önce korktum tabi.HAyatımda hiç bir inekle böyle yakınlık kurmamıştım ben.Kokuları beni fena yapıyor.Ama kızlar korkmasın diye ses çıkarmadım tabe.Tekrar verdim elimi yine yaladı hayvancağız.Sonra Damla da sevmek istedi onun elini de yaladı inek.DAmla da tırstı ama korktuğunu belli etmedi cesur kızım benim.Neyse orda başladı KArya "anneeee mööööö" diyerek elimi yalamaya.Ve o günden beri de yaklaşık bir haftadır her ikiside anneeee möööö diyerek gelip elimi yalıyorlar.Bu arada onlara sürekli kitap almaya çalışıyorum.Kitapları şimdilik çok seviyorlar.Ve paylaşamıyorlar.Ama okuduğum hikayeleri neredeyse öğrendiler.Sorduğum zaman bana anlatabiliyorlar.Tabi sadece ana hatlarla.Sonra boyama kitaplarını boyamaya başladılar.Tabi karalama olarak.Kalemi çok seviyorlar.Evin her tarafı duvarlar, halılar, mobilyalar hatta perdelerim bile karalanmış durumda.Bayılıyorlar duvar boyamaya.Salon duvarı olunca biraz canım sıkılıyor ama yapacak bir şey yok.Artık seneye badana boya işleriyle halledilecek sanırım.Bu arada çamaşır makinesi ve bulaşık makineside karalananlar arasında.
Bilgisayarda kurbağa var bir tane şarkı söylüyor.Ona bayılıyorlar.Dinletmek isterseniz tık lütfen.
Söylediğimiz şarkılardan bazıları ise şunlar.İkisinin de favori şarkıları farklı ama.Birine başladığım zaman diğeri başka şarkı istiyor ve ben bir cümle ondan, bir cümle ondan şeklinde şarkıları bitiriyorum.Onlar da farkındalar ama böyle hoşlarına gidiyor işte.
Karya bir gün bir gün bir çocuğu seviyor.
Damla kırmızı balığı.
Karya mini mini bir kuşu seviyor.
Damla gel gel sarışınımı (Sezen Aksu)
Bugün onlara oyun halısı aldık birde boyama önlüğü.Şimdi sırada faaliyet masası var.Onu da ikeadan almayı düşünüyorum.Bakalım kısmet.
Dün bir de Özdilekten onlara iki cd aldım.mais'y çiftlikte, diğeri de mais'y abc..
Şöyle bir baktım akşam ve sanırım hoşuma gidecek.Küçük bir fare ve arkadaşları var.Öğretici bir çizgi film.
Daha yazacak şeylerim var mı bilemiyorum.Ama aklıma gelenler bunlar.Şimdi fotoları ekliyim.

5 Ekim 2009 Pazartesi

2-3 YAŞ ÇOCUK GELİŞİMİ

Fiziksel Gelişim ve Hareket Gelişimi

- Çocuk bu dönemde dışkılama ve işeme kasları üzerinde egemenlik kurar.- Çocuk ayağının tümünü kullanarak sağlam adımlarla güvenlik içinde koşar, kolaylıkla durup yine koşmaya başlayabilir ve engellerden sakınır.- Dengesini yitirmeden çömelebilir ve ellerini kullanmadan yeniden ayağa kalkabilir.- Parmaklığa veya duvara tutunarak merdivenleri çıkabilir ve inebilir. Ancak adım atarken ayak değiştirerek değil, dengeyi sağlamak için her basamakta iki ayağını biraraya getirerek inip çıkabilir.- Üç tekerlekli bisiklete oturur, ama pedalları kullanamaz. Bisikleti, ayaklarıyla yeri iterek ileri yürütür.- Kalemi genellikle daha sık kullandığı eliyle, başparmağı ile iki parmağını kullanarak ucuna epeyce yakın bir yerden tutar.- Kendiliğinden, hem dairesel hem de ileri geri karalamalar yapar ve küçüklü büyüklü noktalar çizer.

Zihinsel ve Bilişsel Gelişim
- 9. aydan itibaren, nesnelerin sürekli olduğunu ve önünden kaldırılsa bile varolmaya devam ettiklerini anlayan çocuk, 2. yaşla birlikte bu nesneyi bir süreçle temsil etmeye, yani sembolize etmeye başlar. Bu da kavrama ve dil gelişiminin başlangıcını oluşturur.- Çocuklar büyüdükçe, yaşlarına özgü belirli bir takım düşünce biçimleri sergilerler.Örneğin sandalyeye çarpınca saldalyeden özür dilemesi gibi. Buna animizm (cansız nesnelere yaşamsal ögeler yükleme eğilimi) adı verilir.- İşlem öncesi evredeki bu çocuklar, dış dünyayı, kendi "ben-merkezli" bakış açılarından algılarlar, başka birinin açısından göremezler.

Sosyal ve Duygusal Gelişim
- Yaşamanın 2. yılındaki hızlı gelişim, çocuğu birçok açıdan bağımsız hale getirir. Heyecanlarını göstermeye, kendisini özerk bir varlık olarak tanımaya başlar. Kendisini kanıtlamaya çalışır.- 2 yaş çocuğu yetişkinlerle birlikte basit faaliyetlerde bulunabilir. Böylece edilgen bir eleman olmaktan kurtulup, aile faaliyetlerine katılan ve sosyal ilişkiler kuran etkin bir üyeye dönüşür.- 2 yaş çocuğunun tüm beceri, yetenek ve eğilimlerini güçlü olma ve bağımsızlık duyguları büyük ölçüde etkiler.- Bir takım davranış türlerinin belirli ortamlarda uygulanması gereğini öğrenmeye başlarlar.- Çocuğun kakasını ve çişini tutabilmesi ve uygun bir yere yapması çocuğun yakın çevresinden büyük ilgi görür ve ödüllendirilir. Böylece çocuk toplumun, iyi, kötü, doğru, yanlış ve ayıp gibi yargılarıyla karşılaşır.- Çocuğun dışkılama ve işeme üzerinde denetim sahibi olması, seçim yapabilme duygusunun gelişmesine yol açar. Özerklik duygusu gelişmezse başkaları tarafından denetlenme, kararsızlık, kuşku ve utanç duygularının temelleri atılır.- Tuvalet eğitiminde çocuğun davranışı ailenin tavır ve tutumları sonucu gelişir veya gelişmez. Tuvalet eğitimi konusunda çocuğu zorlamamak gerekir. Bu çocukta korku, endişe ve utanç uyandırır.- Aşırı duygulanma, yorgunluk ya da korku durumlarında anneye/babaya sıkıca sarılır.- Engellendiğinde karşı çıkar ve söz dinlemez.- Sahip olduğu şeyleri kararlılıkla korur.- Oyuncaklarını ya da yetişkinin ilgisini paylaşma anlayışı henüz gelişmemiştir.- İsteklerini erteleme veya duruma göre değiştirme anlayışı yeterince gelişmemiştir.- 2 yaşına kadar yalnız oynanan oyun, bu yaştan sonra arkadaş ilişkilerinin başlamasıyla taklit, birbirini seyretme ve birbirinin oyuncağını alma şekline dönüşür. Oyunlar işbirliğine dayanmayan paralel oyunlardır.- Çocuk bu dönemde benmerkezcidir. Herkesin kendisi gibi düşündüğünü ya da hissettiğini sanır. Empati geliştiremez. - 2 buçuk yaş itibariyle çocukta olumsuz, kararsız ve isyankâr bir tutum oluşur. Bu evrenin ebeveynlerin tutumu nedeniyle sağlıklı bir şekilde atlatılamaması durumunda çocukta ileriki yıllarda saplantı, aşırı gerginlik ve inatçılık huyları yerleşir.

Duyusal ve Algısal Gelişim
- Resimli kitaplardan çok hoşlanır; en çok beğendiği resimlerde ince ayrıntılara dikkat eder.- Fotoğraf bir kez gösterildikten sonra, tanıdığı yetişkinleri fotoğrafta ayırt edebilir ancak genelde kendisini tanıyamaz.- Ancak 2 buçuk yaşından itibaren fotoğraflarda kendisini tanıyabilir.- Kendisiyle konuşulduğunda ilgiyle dinler.

Dil gelişimi
- 2 yaş çocuğunun konuşması yabancılarca bile kolay anlaşılabilir ancak hala pek çok çocuksu öğe içerir.- Sözcük dağarcığı hızla gelişmektedir- İki sözcüklü cümleler kurabilir.- Sık sık "Kim?" ve "Niçin?" sorularını sorar.- En zor kavrayabildiği sözcükler kendi ile ilgili zamirlerin yerinde kullanılmasıdır.- Yoğun duygulanıma yol açan durumlarda kekeleme oldukça yaygın ama geçicidir.- Tuvalet gereksinmesini uygun zaman ve yerde dile getirip önceden haber verebilir.- 2 buçuk yaşından itibaren kelime dağarcığı 200 ya da daha fazla sözcüğe ulaşır. Beni, bana, ben ve sen zamirlerini doğru olarak kullanabilir.

Kaynak:http://zenci.blogcu.com/2-3-yas-cocuk-gelisimi_785472.html

2 Ekim 2009 Cuma

SALINCAKLARIMIZ VE BİZDEN UZUNCA...

Salıncaklarımızın hikayesini anlatma fırsatım olmadı hiç.Hemen kısaca anlatayım.
Bir gün babamız dedi ki ben kızlara salıncak almak istiyorum.Etme eyleme dedim nereye koyucağız.Nasıl yapacağız.Kızlarda salıncaklara bayılıyor.Her parka gittiğimizde salıncaka yapışıp kalıyorlar neredeyse.eee park bu.Ha dediğin saat boş salıncak bulamıyosun.Bulsan da saatlerce kalamıyosun gelenler oluyor.Benim kızlarda inmek bilmiyorlar.Neyse efendim bir cumartesi günü eşim elinde salıncaklarla geldi eve.Kızlar uyuyorlar.Hemen sakladık çünkü nereye nasıl kuracağız bilmiyoruz.Yer düşünüyoruz.Balkona mı kursak acaba?Yok balkon olmaz önümüz kış.Sallanamazlar orada.Antreye mi kursak.Yok orasıda olmaz ikisini sığdıramayız.Odalarına kursak yok orası da olmaz.Eeeee napalım, hadi salona kuralım olduk.Bir gün aldı eşim matkapı eline, başladı tavanı delmeye.Bi güzel kurdu.Tabi kızlar deliriyo bu arada.Yerde salıncağın selesine oturuyolar ve sallanmak istiyolar.Neyse yaptık bitti.Onlar mutlu biz mutlu.Şimdi ne park isteme dertleri var nede salıncak savaşı.Her gün sitenin bahçesine inip diğer çocuklarla biraz vakit geçirip hava alıyorlar.Sonra canları istediği zaman evde sallanıyorlar.Küçük bir ayrıntı:Salıncağın orijinalinde ip biraz kısa.O yüzden yüksekte kalıyor sepet.Ama kociş ona da bir çözüm buldu.Ekstra iple boyunu uzattı.Şimdi kendileri rahatlıkla oturup kalkabiliyorlar.Ha bu arada sepetin önünde koruyucu var aslında ama biz kullanmıyoruz alçalttığımız için.Şimdi kendi başlarına sallanma taktiğini de öğrendiler.Parmak uçlarında geri geri gidip birden bırakıyorlar kendilerini ve sallanmak için ayaklarının yukarı kalkması gerektiğini de biliyorlar.
Bu arada keliemelere de devam edeyim.

Karya:
suuhh-su
sühttt-süt
çişşşş-çiş
biye biye biye-hala çözemedim
möööööö-inek
meeeöööö-kuzu
meavv-kedi

Damla:
nenne- anne
bufff-su
mevvvv-kedi
alaaa-hala

Çok güzel şarkılar söylüyoruz birlikte.
Ama ikisinin de favori şarkıları başka.DAmla kırmızı balık gölde yi çok seviyor.Defalarca söylettiriyor.
Karya ise bir gün bir gün bir çocuğa bayılıyor ve öyle güzel kıvranıyor ki anlatamam.
Birde bunu yazmadan geçemeyeceğim.Bugün Karya'yla telefonda konuşuyorum.En son hadi öpücük ver anneye dedim.Ve yavru kuşum telefonu öpmüş.İçim bir tuhaf oldu bunu duyunca.
Artık DAmla'da telefonda konuşmaya başladı eskiden sadece dinlerdi karşısındakini.Şimdi o da
benimle konuşuyor.Nenneee hıı, ıııhhh şeklinde sohbetler ediyoruz.O genelde işaretlerle anlatmaya çalışıyor istediklerini.Geçen gün babannesinin yanına gitmiş mutfağa.Sürekli dolabı işaret ediyormuş.Bizim abur cubur ve su bardaklarını koyduğumuz dolabımızı.Kadıncağız bir türlü ne istediğini anlamamış.En sonunda Hilal Ablamızı çağırmış ve sorunu çözmüşler birlikte.Hilal abla kucağına alıp kaldırmış Damla'yı.O da dolaptan su bardağını almış ve doğru sebilin yanında almış soluğu.Meğer susamış ve su istiyormuş kızım.
Birde tv konusunda anlaşmazlık yaşıyorlarmış.Karya Yumurcak tv yi izlemek istiyormuş Damla ise TRT 4'ü.
Birdeeeee yazdıkça yazasım geldi.Birdeeeee çorap giymeme sorunumuz var bizim.Ne çorap ne terlik tutmuyorlar ayaklarında.Ateşli böcükler.Bakalım kışın ne yapacağız.Bizden şimdilik bu kadar.Aklıma geldikçe yazacağım yine.Daha bayram fotolarımızı atamadım bilgisayara.Sırada onlar var.

1 Ekim 2009 Perşembe

FOTO DEVAM

Halamızın geldiği gün ve sonraki günlerden fotolar..
Ayşem ablaları ve kızlar..



BİRAZ FOTO

Anneannenin balkonundan...

manzara nefis...